PROTEZİN TARİHÇESİ
PROTEZİN TARİHÇESİ
Etkili bir protez yenilenmiş işlevsellik sağlar ve kozmetik olarak iyi görünür, ancak aynı zamanda kullanıcının bütünlük duygusunu tamamlamaya da hizmet eder. O zaman bir protez, duygusal bir rahatlık olduğu kadar tıbbi bir cihazdır ve bu nedenle protez tarihi sadece bilimsel bir tarih değil, doğuştan ya da kazadan sonra eksik kalan uzuvların , uygarlığın başlangıcından bu yana olan hikayesidir.
Bütünlüğü Yeniden Kurmak
Şimdiye kadar keşfedilen bir protezin en erken örneği bir bacak, kol veya sahte bir göz değil, bir ayak parmağıdır. Soylu bir kadına ait bir başparmak, Mısır’da bulunmuştur.( M. ö. 950-710 )

Hepimiz ayak parmaklarının önemli olduğunu biliyoruz, ancak protez tarihinin en erken fiziksel örneğinin bir ayak parmağı olması ilginçtir. Bir bacak ya da bir kol gibi daha önemli görünebilecek bir şey değildir.
Geleneksel Mısır’da sandalet giymek gerekli olduğu için ayak başparmağı özellikle önemliydi. Yaklaşık 3.000 yıl önce giyilen bu ayak, protez tarihinin bir temsilidir.
Mısır’ın geleneksel thonged sandaletlerini giymenin bu kadının kimliğinin ve erken protezin inşası olduğunu varsayabiliriz.Protez tarihindeki ilk belgelenmiş kullanıcı olarak kabul edilen General Marcus Sergius’tur. İkinci Punic Savaşı’nda Sergius sağ elini kaybetti , demirden yapılmış, kalkanını tutmasını ve savaşmaya devam etmesini sağlayan bir protez verildi.
1500’ler – 1800’ler Protez tarihi ,her zaman savaş tarihi ve savaşan askerlerle iç içedir. Orta çağlardan örnekler, protez alanının ne kadar yavaş ilerlediğini göstermektedir. Şövalyeler için üretilen demir eller, Bin yıl önce General Sergius tarafından kullanılan protezlerden daha ileri değildir.


On altıncı yüzyılın başlarında, doktor Ambroise Paré hem amputasyon cerrahisinde hem de protez uzuvların gelişiminde önemli ilerlemeler kaydetti. Menteşeli bir protez eli ve kilitli diz eklemi olan bir bacağı tanıtan ilk kişiydi. Bu gelişmeler ve uzuvları tutturmanın yenilikçi teknikleri maalesef modern protezlerde hala oldukça yaygındır.
1500’lü ve 1800’lü yıllarda uzuvlarda çok az ilerleme kaydedilmiş olsa da, 19. yüzyılın ortalarında geliştirilen amputasyon cerrahisindeki ilerlemeler, doktorların artık uzuvları bir protezin bağlanmasına daha açık hale getirecek şekilde şekillendirmesine izin verdi. Uzuvlar daha iyi değildi, ama onları giyenler için yaşam daha rahat hale geliyordu.